Aykut Köksal'ın Barok Dönüşüm, Müziğin Modernleşme Serüveni kitabı, yalnızca uzmanı olanlar için yazılmış alışıldık bir müzik tarihi metni değil. Yenilikleri, önemli atılımları, rolleri, değişen düşünsel arka planı ve bunlar arasındaki çapraz bağlantılarıyla, bir bütün olarak "Barok serüven"in izini süren bir kılavuz metin aynı zamanda. Sözü uzatmıyor; çağa en anlamlı katkıyı yapan üretim, tutum ve ilişkilerin altını çiziyor. Bizi bugün bile hayrete düşürecek yoğunluktaki bir üretimin arka planındaki sosyal, bireysel, kültürel ilişkilere ışık düşürüyor. Kitabın yapılanışına baktığımızda, ülkeler ve yerel kültürler bağlamında bir çapraz okuma yapılmış olduğu görülüyor. Barok müziğin kimliğini oluşturan bileşenler, her birinin katkı derecesi ve ağırlığıyla ele alınıyor. 17. yüzyıla gelindiğinde, kitabın sistematiğinde önemli bir değişiklik gözleniyor: Önceleri konu başlıkları ve tematik alt başlıklar halinde anlatılan
gelişmeler bu noktadan sonra belli bestecilerin adları altında özetleniyor. Kitabın sonuna doğru Corelli, Vivaldi, Rameau, Telemann, Haendel ve Bach üzerinden bütün Barok dönemin panoramik bir görüntüsüne ulaşılıyor. Bu durum Barok modernleşmesinin bireysel müzik yazısını nasıl merkeze taşıdığını gösteren bir işaret aynı zamanda.
Mehmet Nemutlu
Aykut Köksal'ın Barok Dönüşüm, Müziğin Modernleşme Serüveni kitabı, yalnızca uzmanı olanlar için yazılmış alışıldık bir müzik tarihi metni değil. Yenilikleri, önemli atılımları, rolleri, değişen düşünsel arka planı ve bunlar arasındaki çapraz bağlantılarıyla, bir bütün olarak "Barok serüven"in izini süren bir kılavuz metin aynı zamanda. Sözü uzatmıyor; çağa en anlamlı katkıyı yapan üretim, tutum ve ilişkilerin altını çiziyor. Bizi bugün bile hayrete düşürecek yoğunluktaki bir üretimin arka planındaki sosyal, bireysel, kültürel ilişkilere ışık düşürüyor. Kitabın yapılanışına baktığımızda, ülkeler ve yerel kültürler bağlamında bir çapraz okuma yapılmış olduğu görülüyor. Barok müziğin kimliğini oluşturan bileşenler, her birinin katkı derecesi ve ağırlığıyla ele alınıyor. 17. yüzyıla gelindiğinde, kitabın sistematiğinde önemli bir değişiklik gözleniyor: Önceleri konu başlıkları ve tematik alt başlıklar halinde anlatılan
gelişmeler bu noktadan sonra belli bestecilerin adları altında özetleniyor. Kitabın sonuna doğru Corelli, Vivaldi, Rameau, Telemann, Haendel ve Bach üzerinden bütün Barok dönemin panoramik bir görüntüsüne ulaşılıyor. Bu durum Barok modernleşmesinin bireysel müzik yazısını nasıl merkeze taşıdığını gösteren bir işaret aynı zamanda.
Mehmet Nemutlu