“Ben Madam'ın locasını ilk kez Covent Garden Opera binasına gittiğim zaman gördüm. Madam kendi locasına girince diğer localardan alkış kopardı. Herkes Madam'a bakar, selam verirdi. O da onlara doğru hafifçe başını eğerek bir selam verir, ondan sonra bana dönüp ‘Sit down, darling. Come here, come here and sit down' derdi. Ben de usulca yanına otururdum. Herhalde etraftan görenler ‘Madam'ın yanına öksüz gibi sığınmış kız kim?' diyorlardı. Ben de temsillerin çoğunda ağlardım. ‘Ağlama' derdi bana. ‘Neden hep ağlıyorsun?' Halbuki ben hep içimden, ‘Ne büyük şeyler bunlar. Ben meğer hiçbir şey yapmıyormuşum şimdiye kadar. Ne kadar güzel dansçılar, ne kadar güzel bir opera binası burası!' diyordum.”
“Ben Madam'ın locasını ilk kez Covent Garden Opera binasına gittiğim zaman gördüm. Madam kendi locasına girince diğer localardan alkış kopardı. Herkes Madam'a bakar, selam verirdi. O da onlara doğru hafifçe başını eğerek bir selam verir, ondan sonra bana dönüp ‘Sit down, darling. Come here, come here and sit down' derdi. Ben de usulca yanına otururdum. Herhalde etraftan görenler ‘Madam'ın yanına öksüz gibi sığınmış kız kim?' diyorlardı. Ben de temsillerin çoğunda ağlardım. ‘Ağlama' derdi bana. ‘Neden hep ağlıyorsun?' Halbuki ben hep içimden, ‘Ne büyük şeyler bunlar. Ben meğer hiçbir şey yapmıyormuşum şimdiye kadar. Ne kadar güzel dansçılar, ne kadar güzel bir opera binası burası!' diyordum.”