Almancada deneysel şiir dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan Viyanalı şair Ernst Jandl (1925-2000), 70'li yıllardan itibaren (deneysel) şiirde az rastlanan bir popülerliğe ulaştı. Çocuksu hevesini ve nüktesini hiç yitirmeden ama acımasız gerçekçiliğinden de ödün vermeden, hiç tükenmeyen merakı ve araştırıcılığıyla hep daha önce hiç denenmemiş biçimleri arayıp buldu. Somut şiir ve Dada'nın etkisi altında kendine özgü bir şiir dili geliştirmeyi başaran şair, görsel, diyalekt, işitsel şir gibi yeni yönelimlerle şiirini her dönem baştan aşağı değiştirdi; kimi zaman göçmen işçi Almancasından geliştirdiği bozulmuş, yepyeni bir dil yarattı, kimi zamansa somut şiiri alışılagelmiş formundan çıkartıp gerçekliğin (örn. Nasyonal Sosyalizmin) betimlenmesinde araç olarak kullandı. Gündelik hayatın dilinden yola çıktığı ve tekrar ona döndüğü şiirlerinde sadece edebiyatı değil Almanca dilini de etkiledi, ona yeni ifade olanakları kazandırdı. Jandl sadece şiir yazmakla kalmadı, onları ayrıca şiirselliklerinden hiçbir şey eksiltmeyecek bir biçimde seslendirdi ve bazen de caz müziği ile birleştirerek sanatını yeni alanlara taşıdı.