İçimi Aydınlatan Işık %20 indirimli Vedit Engin

İçimi Aydınlatan Işık

%20 indirimli
20,00TL
16,00TL
Stok Kodu
978-605-4518-27-2
Boyut
14 x 17,5
Sayfa Sayısı
62
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
Haziran 2012
Kapak Türü
Karton Kapak
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe
978-605-4518-27-2
1624
İçimi Aydınlatan Işık
İçimi Aydınlatan Işık
16.00

NEDEN? Ben küçüktüm, babam henüz sağ; evde kurulan sofrada ailefertleri, babamın dostları hep bir arada. Paylaşılan iki lokmanınsaltanatı, buğulu kadehlerde rakı. Emektar Fatma Ninemineşi Anadolu Hisar'lı balıkçı Adil Efendi'nin kurduğu lakerdanınve iplere dizip kuruttuğu uskumrudan yaptığı çirozlarıntadı... Ben ilk kez büyüklerin rakı sofrasına oturmuşum, kimseöyle bir akşamda yedin-yemedin diye de karışmıyor, halimdenpek memnunum. Karşılıklı söylenen şiirlerden biri, babamın söylediği, ağlattıbeni: “Ağlama salkım söğüt ağlama, Karasuyun aynasında bel bağlama!” Atından düşen yaralı bir süvari, suyun kenarında salkımsöğütün altında yalnız başına kalıyor; birlikte at koşturduğu arkadaşlarının at nallarının sesleri onlar uzaklaştıkça duyulmazoluyor... Karanlık ve yalnızlıktan korkan bana yetti bu kadarı... Tabiibir de benim için ilginç yanı o sofranın, su katıldığında beyazlaşmasıydırakının.Uzun yıllar geçti aradan, o teybe alınmış şiir akşamlarındakisesleri dinlediğimde, o sofraların, şimdi hayatta olmayankinlerinin duygu dolu mısralarından nasibini küçükken almışolmamın borcunu ödemem gerektiğini düşündüm.Yıllar içinde kendi yazdıklarımdan bazılarını, çocukluğumdagördüğüm gibi bir sofra etrafında kendi yakınlarımla söyleşerekdeğil de basılı halde paylaşmak istedim... İşte şu küçük kitapçık bu yüzden ortaya çıktı.

Vedit Engin

NEDEN? Ben küçüktüm, babam henüz sağ; evde kurulan sofrada ailefertleri, babamın dostları hep bir arada. Paylaşılan iki lokmanınsaltanatı, buğulu kadehlerde rakı. Emektar Fatma Ninemineşi Anadolu Hisar'lı balıkçı Adil Efendi'nin kurduğu lakerdanınve iplere dizip kuruttuğu uskumrudan yaptığı çirozlarıntadı... Ben ilk kez büyüklerin rakı sofrasına oturmuşum, kimseöyle bir akşamda yedin-yemedin diye de karışmıyor, halimdenpek memnunum. Karşılıklı söylenen şiirlerden biri, babamın söylediği, ağlattıbeni: “Ağlama salkım söğüt ağlama, Karasuyun aynasında bel bağlama!” Atından düşen yaralı bir süvari, suyun kenarında salkımsöğütün altında yalnız başına kalıyor; birlikte at koşturduğu arkadaşlarının at nallarının sesleri onlar uzaklaştıkça duyulmazoluyor... Karanlık ve yalnızlıktan korkan bana yetti bu kadarı... Tabiibir de benim için ilginç yanı o sofranın, su katıldığında beyazlaşmasıydırakının.Uzun yıllar geçti aradan, o teybe alınmış şiir akşamlarındakisesleri dinlediğimde, o sofraların, şimdi hayatta olmayankinlerinin duygu dolu mısralarından nasibini küçükken almışolmamın borcunu ödemem gerektiğini düşündüm.Yıllar içinde kendi yazdıklarımdan bazılarını, çocukluğumdagördüğüm gibi bir sofra etrafında kendi yakınlarımla söyleşerekdeğil de basılı halde paylaşmak istedim... İşte şu küçük kitapçık bu yüzden ortaya çıktı.

Vedit Engin
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat