Uzun yıllar aynı imparatorluk topraklarında yaşayan Türkler ile Rumlar, sevinçte ve yasta aynı müzikle birbirlerini anlayabilmekteydiler. Onlar Anadolunun müziğini türü ne olursa olsun birlikte üretmişlerdi. Bu kaynaşmış toplumlar ne olduysa oldu bir gün birbirlerinden koparıldılar, ayrıştırıldılar ve mübadeleye zorlandılar. Ama her iki tarafta kin, nefret ve düş kırıklıklarına karşın, ortak ezgilerine sımsıkı sarılarak sahip çıktılar. Bu ortak ezgilerde onların geçmişleri ve benlikleri de gizliydi. Birlikte yaşanılan süreç aynı zamnda müziğin toplumsal bir eleştiriye politikalaşmasında etkin rol oynadı. Ortak ezgiler her iki tarafta da modern dünyaya uyum göstermek adına çok sesli boyutlarıyla günümüze dek ulaştılar.
Uzun yıllar aynı imparatorluk topraklarında yaşayan Türkler ile Rumlar, sevinçte ve yasta aynı müzikle birbirlerini anlayabilmekteydiler. Onlar Anadolunun müziğini türü ne olursa olsun birlikte üretmişlerdi. Bu kaynaşmış toplumlar ne olduysa oldu bir gün birbirlerinden koparıldılar, ayrıştırıldılar ve mübadeleye zorlandılar. Ama her iki tarafta kin, nefret ve düş kırıklıklarına karşın, ortak ezgilerine sımsıkı sarılarak sahip çıktılar. Bu ortak ezgilerde onların geçmişleri ve benlikleri de gizliydi. Birlikte yaşanılan süreç aynı zamnda müziğin toplumsal bir eleştiriye politikalaşmasında etkin rol oynadı. Ortak ezgiler her iki tarafta da modern dünyaya uyum göstermek adına çok sesli boyutlarıyla günümüze dek ulaştılar.