Hz. Peygamber ve Hulefa-i Raşidin döneminde bayramlarda, sünnet ve düğün merasimlerinde, bazı önemli karşılama törenlerinde bir sevinç nişanesi olarak ortaya konan musiki, Emeviler döneminde bir sektör olarak ortaya çıkmış ve işret alemleri çoğalmaya başlamıştır. Mezheplerin oluşmaya başladığı hicri ikinci yüzyılda da bu sebepten dolayı haklı olarak fıkıh kitaplarında musiki hakkında olumsuz hükümler yer almış ve musikinin bazen ilişkide bulunduğu birtakım unsurların mahkum edilmesi, neticede musikinin kendisinin suçlanması gibi bir tutuma yol açmıştır. Musikinin İslam’daki yerini tespit ederken konuyu üç-beş cümle ile ele alarak değerlendirip, musiki’nin helalliği veya haramlığı noktasında bir hükme varmak son derece yanlış olur. Çünkü musiki konusunda İslam düşüncesi içerisinde çok hararetli tartışmalar olmuş, kesin deliller ileri sürülerek net ifadelerle musikinin helalliğine veya haramlığına hükmedilememiştir.
Elinizdeki bu çalışmada; kadın sesi, çalgı aletlerinin hükmü de dahil olmak üzere İslam’da musikinin hükmü etrafında dönen tartışmalar hakkında genel bir fikir verilmesi ile beraber bir sonuca ulaşılması amaçlanmıştır. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’i usulüne uygun bir şekilde okuyabilmek için Kur’an tilavetinde gerekli olan ses (fonetik) ve musiki bilgisinin öz olarak verilmesi hedeflenmiştir. Bu bağlamda; tilavet ve makam kavramları, Kur’an-ı Kerim’i okuma şekilleri, Kur’an’ı Kerim’i usulüne uygun, ayetlerin ifade ettiği anlamlara göre seslendirebilmek ve makamların ifade ettikleri anlamlar doğrultusunda okuyabilmek için gereken unsurlar ele alınmaya çalışılmıştır.
Hz. Peygamber ve Hulefa-i Raşidin döneminde bayramlarda, sünnet ve düğün merasimlerinde, bazı önemli karşılama törenlerinde bir sevinç nişanesi olarak ortaya konan musiki, Emeviler döneminde bir sektör olarak ortaya çıkmış ve işret alemleri çoğalmaya başlamıştır. Mezheplerin oluşmaya başladığı hicri ikinci yüzyılda da bu sebepten dolayı haklı olarak fıkıh kitaplarında musiki hakkında olumsuz hükümler yer almış ve musikinin bazen ilişkide bulunduğu birtakım unsurların mahkum edilmesi, neticede musikinin kendisinin suçlanması gibi bir tutuma yol açmıştır. Musikinin İslam’daki yerini tespit ederken konuyu üç-beş cümle ile ele alarak değerlendirip, musiki’nin helalliği veya haramlığı noktasında bir hükme varmak son derece yanlış olur. Çünkü musiki konusunda İslam düşüncesi içerisinde çok hararetli tartışmalar olmuş, kesin deliller ileri sürülerek net ifadelerle musikinin helalliğine veya haramlığına hükmedilememiştir.
Elinizdeki bu çalışmada; kadın sesi, çalgı aletlerinin hükmü de dahil olmak üzere İslam’da musikinin hükmü etrafında dönen tartışmalar hakkında genel bir fikir verilmesi ile beraber bir sonuca ulaşılması amaçlanmıştır. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’i usulüne uygun bir şekilde okuyabilmek için Kur’an tilavetinde gerekli olan ses (fonetik) ve musiki bilgisinin öz olarak verilmesi hedeflenmiştir. Bu bağlamda; tilavet ve makam kavramları, Kur’an-ı Kerim’i okuma şekilleri, Kur’an’ı Kerim’i usulüne uygun, ayetlerin ifade ettiği anlamlara göre seslendirebilmek ve makamların ifade ettikleri anlamlar doğrultusunda okuyabilmek için gereken unsurlar ele alınmaya çalışılmıştır.