Murat Erdin: Türkiye'de gerçek anlamda bir medya yok
Mürekkep Söyleşiler'de bu hafta Murat Erdin ile yeni kitabı "Diktatörün Gözlükleri"ni konuştuk.
Deneme kitaplarınızın üçüncüsü elimizde. Adı Diktatörün Gözlükleri. Bu kitap bize ne anlatıyor ?
“Bu kitap yaşadığımız hayatı ve bu hayatın kurbanı olan insanları anlatıyor. Milyarlarca insanın farklı hayatları ve öyküleri olduğunu, bunların her birinin kağıt üzerinde kalan ve kalamayan işlerle bezeli bir dünya yarattığını anlatıyor. Bazılarının ismini biliyoruz bu insanların ama çoğunun bilmiyoruz. Ben okuduğum zaman hayret ettiğim, takdir ettiğim, nefret ettiğim insanları yazdım.”
Kitapta Türkiye’den isimler de var, yabancılar da. Neye göre seçtiniz bu hayatları ?
“Tamamen beni etkileme güçlerine göre seçtim. Irkçılığa karşı savaşan bir kadın, eşcinsel bir balerin, Nelson Mandela’ya hayran bir futbolcu, sırf gözlük taktığı için aydınları öldürten bir diktatör, şarkılar besteleyen bir komünist, yedi kişiyi öldüren bir seri katil, hayatında ilk kez takım elbise giymiş bir yazar ve daha onlarcası. Hepsini edebiyatın şanına layık bir şekilde anlatmaya çalıştım. Bunların hepsinden alacağımız dersler var bu dünyada.”
Son üç kitabınız deneme türünde. Artık sadece bu türde mi yazacaksınız ?
“Deneme türünde eserler vermeyi seviyorum. Gazetecilik yaptığım yıllarda araştırma kitapları yazmıştım. Edebiyata yöneldikten sonra ben de herkes gibi önce bir şiir kitabı çıkardım, Gölgesi Daha Büyük adında. Sonra deneme yazmaktan ne kadar keyif aldığımı gördüm ve devam ettim. İlk deneme kitabımın adı biraz uzundur: Dünya Hala Büyük Yaşam Hala Kısa. Her yazar gibi hayata ve yaşamlara dair aldığım notları, gezdiğim müze ve sergileri, okuduğum kitapları yazıya döküyorum. Ortaya deneme kitaplarım çıkıyor. Seviyorum onları. Sanırım okurlar da sevdiler.”
Sırada yine deneme kitabı mı var ?
“Deneme türünde yeni bir kitap çıkarmaya yetecek kadar yazı ve not var defterlerimde. Onları oturup ince ince işlemem gerek öncelikle. Ama bir yandan da akademik çalışmalarım var. Devam eden bir doktora sürecim var. Bakalım hangisi önceliği alacak ?”
Sizi gazetecilikten, radyo ve TV programlarından tanıyanlar var. Yeniden medyaya dönüş var mı gündemde?
“Sanmıyorum çünkü Türkiye’de gerçek anlamda bir medya yok. Eğriye eğri, doğruya doğru diyebilecek bir ortam yok. Öyle bir yayın kuruluşu yok. Herkes tamamen taraflaşmış durumda. Böyle gazetecilik, böyle yorumculuk yapılmıyor dünyanın hiçbir yerinde. Bir gazeteci bir partiden biz diye söz ediyor. Öbürü başka bir tarafın askeri olmuş. Evrensel doğrular, tarafsızlık uçup gitti bu ülkeden. Medyanın hiçbir itibarı, hiçbir inanırlığı kalmadı.”
Kalıcı olan nedir ?
Kalıcı olan hayattan geriye kalanlar. Bir toplumun ürettikleri. Kültürümüz, sanatımız ve eserlerimiz. İyi insanlar daima hatırlanacaklar. Kitaplarımda yazdığım insanları unutmayacağız. Siyasetin bir laf çöplüğü olduğunu, esas olan şeyin kültür üzerinde yükselen bilinç olduğunu anlasak her şey daha güzel olacak. Futbol bile daha iyi oynanacak. Kentler betona boğulmayacak. Kadınlar saldırıya uğramayacak. Faşizm bir daha hiç yanımıza uğramayacak.”
murekkephaber.com, 3 Haziran 2020