Türkiye'de arabesk müziği anlamlandırmaya dönük zaten çok sınırlı çabalara, farklı bakış açısı getiren bir inceleme. Arabeskin, teslimiyeti ve kaderciliği yayan bir oyalama kültürüne veya kültürsüzlüğe" indirgenemeyeceğini vurgulayan bir bakış bu: Arabesk müziğe, üretildiği, icra edildiği, dinlendiği, hitap ettiği toplumsal-sınıfsal atmosferden, kültür ikliminden, zaman ruhundan yalıtılmadan; bu ortamla ilişkisinin canlı dinamiği içinde bakılmalı. Onun sadece "söz" değil, aynı zamanda "ses" olduğunu da unutmadan... Meral Özbek, arabesk müziğe böyle bir pencereden ve onun klasiği sayılan Gencebay'ın eserlerinin sunduğu zengin malzeme üzerinden bakıyor. Çalışmada yeralan, Orhan Gencebay'la yapılmış uzun sohbet, bu bakış açısının arabesk için çizdiği anlam haritası ile Gencebay'ın kendi sesine ve sözüne atfettiği anlam arasında bir tür diyalog gibi... Meral Özbek, arabesk ve Orhan Gencebay'ı konu alırken, aslında, Türkiye'de solun ve Batıcı/modernleşmeci entelijensiyanın kültüre bakışını mesele ediyor. Aradığı, "yüksek" veya "ileri" kültür ile "halkımızın kültürü"nü karşıtlaştıran ya da yapay biçimde özdeşleştiren geleneksel sol yaklaşımları aşmaya sıvanmış; özgürleştirici bir kültürün ipuçlarını, kültür ürünlerinin popülerleşme dinamiğinden çıkarsamaya yetenekli bir tutum. Bu yönüyle, evrensel "popüler kültür" tartışmalarına açılan geniş bir yolda da seyrediyor.
Türkiye'de arabesk müziği anlamlandırmaya dönük zaten çok sınırlı çabalara, farklı bakış açısı getiren bir inceleme. Arabeskin, teslimiyeti ve kaderciliği yayan bir oyalama kültürüne veya kültürsüzlüğe" indirgenemeyeceğini vurgulayan bir bakış bu: Arabesk müziğe, üretildiği, icra edildiği, dinlendiği, hitap ettiği toplumsal-sınıfsal atmosferden, kültür ikliminden, zaman ruhundan yalıtılmadan; bu ortamla ilişkisinin canlı dinamiği içinde bakılmalı. Onun sadece "söz" değil, aynı zamanda "ses" olduğunu da unutmadan... Meral Özbek, arabesk müziğe böyle bir pencereden ve onun klasiği sayılan Gencebay'ın eserlerinin sunduğu zengin malzeme üzerinden bakıyor. Çalışmada yeralan, Orhan Gencebay'la yapılmış uzun sohbet, bu bakış açısının arabesk için çizdiği anlam haritası ile Gencebay'ın kendi sesine ve sözüne atfettiği anlam arasında bir tür diyalog gibi... Meral Özbek, arabesk ve Orhan Gencebay'ı konu alırken, aslında, Türkiye'de solun ve Batıcı/modernleşmeci entelijensiyanın kültüre bakışını mesele ediyor. Aradığı, "yüksek" veya "ileri" kültür ile "halkımızın kültürü"nü karşıtlaştıran ya da yapay biçimde özdeşleştiren geleneksel sol yaklaşımları aşmaya sıvanmış; özgürleştirici bir kültürün ipuçlarını, kültür ürünlerinin popülerleşme dinamiğinden çıkarsamaya yetenekli bir tutum. Bu yönüyle, evrensel "popüler kültür" tartışmalarına açılan geniş bir yolda da seyrediyor.