1976'dan bu yana çizdiği karikatürlerin en melodik olanlarını seçip bir şarkıda (pardon) kitapta toplamış Tan Oral: Sus ve Dinle. Radyolu zamanlarda çilingir sofralarını süsleyen, civcivli kasetçalarların Ada vapuruna Arap rüzgârları estirdiği günümüzü ve daha da bugüne yaklatığımızda mehteranlı cumhuriyet bayramlarıyla imparatorluk yılları nostaljimizi depreştiren az acılı olanı devletçe benimsenen müziğin karikatürize öyküsü... Oysa ne kadar marjinal bir alana itilmiş olsa da karikatür gündelik olanı (bu yüzyıllardır yaşanmakta olan demektir) yakalayabildiği sürece ölmeyecektir. Bunun en rafine örneklerinden birini Tan Oral'ın Sus ve Dinlesinde bulmak mümkün. (Kemal Gökhan, Cumhuriyet, 7 Aralık 1989) Geçende Tan Oral'ı gördüm. Ne oldu artık görüşemiyoruz? diyecek oldum. Ne dese beğenirsiniz, Eve faks aldık, bundan böyle karikatürleri faksla gönderiyorum. Böylesi daha kolay oluyor. Fakslı yazı, fakslı karikatür derken, müzikli karikatürler de çıktı. Elimde Tan Oral'ın 'Sus ve Dinle' adlı müzikli karikatürleri var. Bir albümün tümü müzikli karikatür üstüne... Müzikli karikatür sesli olmaz, notalarla olur. Tan Oral da notaları sırt sırta donatmış. Nereden gelir müzikli karikatür? Annesi Tan'a evdeki bardakların selameti uğruna bir küçük oyuncak çalgı alır. Çalgı metallere vurulan tonlu sopalarla ses verir. Sirkeci garında eve gitmek için sıra beklerken bu çalgıyla oynar. Birden ayaklarının ucunda bir çizme peyda olur. Başını kaldırır, iki üiformalı polis. Annesine, Hanım , der, çocuğuna sahip ol imseyi bu zımbırtıyla rahatsız etmesin!.. Tan Oral müzikli karikatürlerle o günlerin ahını alıyordur!..
1976'dan bu yana çizdiği karikatürlerin en melodik olanlarını seçip bir şarkıda (pardon) kitapta toplamış Tan Oral: Sus ve Dinle. Radyolu zamanlarda çilingir sofralarını süsleyen, civcivli kasetçalarların Ada vapuruna Arap rüzgârları estirdiği günümüzü ve daha da bugüne yaklatığımızda mehteranlı cumhuriyet bayramlarıyla imparatorluk yılları nostaljimizi depreştiren az acılı olanı devletçe benimsenen müziğin karikatürize öyküsü... Oysa ne kadar marjinal bir alana itilmiş olsa da karikatür gündelik olanı (bu yüzyıllardır yaşanmakta olan demektir) yakalayabildiği sürece ölmeyecektir. Bunun en rafine örneklerinden birini Tan Oral'ın Sus ve Dinlesinde bulmak mümkün. (Kemal Gökhan, Cumhuriyet, 7 Aralık 1989) Geçende Tan Oral'ı gördüm. Ne oldu artık görüşemiyoruz? diyecek oldum. Ne dese beğenirsiniz, Eve faks aldık, bundan böyle karikatürleri faksla gönderiyorum. Böylesi daha kolay oluyor. Fakslı yazı, fakslı karikatür derken, müzikli karikatürler de çıktı. Elimde Tan Oral'ın 'Sus ve Dinle' adlı müzikli karikatürleri var. Bir albümün tümü müzikli karikatür üstüne... Müzikli karikatür sesli olmaz, notalarla olur. Tan Oral da notaları sırt sırta donatmış. Nereden gelir müzikli karikatür? Annesi Tan'a evdeki bardakların selameti uğruna bir küçük oyuncak çalgı alır. Çalgı metallere vurulan tonlu sopalarla ses verir. Sirkeci garında eve gitmek için sıra beklerken bu çalgıyla oynar. Birden ayaklarının ucunda bir çizme peyda olur. Başını kaldırır, iki üiformalı polis. Annesine, Hanım , der, çocuğuna sahip ol imseyi bu zımbırtıyla rahatsız etmesin!.. Tan Oral müzikli karikatürlerle o günlerin ahını alıyordur!..