Türk Musikisi'nin Dev İsmi Nevzat Atlığ'ın Tanıklığında Türk Musiki Tarihi "Klasik Türk Musikisi" denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Nevzad Atlığ'ın şahsi tarihi, bir bakıma Türk Musikisi'nin de yakın tarihi anlamını taşıyor. Zira Türkiye'de 1940'ların sonundan günümüze kadar, Atlığ'ın odağında yer almadığı neredeyse tek bir musiki olayı dahi yok. Kişileri ve kurumları anlamak ve anlamlandırmak açısından vazgeçilemez öneme sahip olmaya başlayan "sözlü tarih" kavramı, artık tarihin ciddi kaynakları arasında sayılıyor. Ve Nevzad Atlığ'ın hafızasından süzülen zengin hatıralar, musiki tarihimize hatırı sayılır bir ışık huzmesi düşürdüğü gibi, toplumsal hafızamızı tazelememize de yardım ediyor. Türk Musikisi dünyasının en kıdemli sanatçılarından olan Nevzad Atlığ'ın hikayesi, kendi kültürümüzün çok önemli bir dalının zaman içinde yaşadığı macerayı bir film gibi heyecanla seyretmemizi sağlarken, Türk aydınının kendi kültürüne karşı iki farklı tavrının; 'yabancılaşma' ve 'sahip çıkma' şeklinde kendini gösteren eğilimlerinin, tarihi ve amansız mücadelesini de gözler önüne seriyor.
Türk Musikisi'nin Dev İsmi Nevzat Atlığ'ın Tanıklığında Türk Musiki Tarihi "Klasik Türk Musikisi" denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Nevzad Atlığ'ın şahsi tarihi, bir bakıma Türk Musikisi'nin de yakın tarihi anlamını taşıyor. Zira Türkiye'de 1940'ların sonundan günümüze kadar, Atlığ'ın odağında yer almadığı neredeyse tek bir musiki olayı dahi yok. Kişileri ve kurumları anlamak ve anlamlandırmak açısından vazgeçilemez öneme sahip olmaya başlayan "sözlü tarih" kavramı, artık tarihin ciddi kaynakları arasında sayılıyor. Ve Nevzad Atlığ'ın hafızasından süzülen zengin hatıralar, musiki tarihimize hatırı sayılır bir ışık huzmesi düşürdüğü gibi, toplumsal hafızamızı tazelememize de yardım ediyor. Türk Musikisi dünyasının en kıdemli sanatçılarından olan Nevzad Atlığ'ın hikayesi, kendi kültürümüzün çok önemli bir dalının zaman içinde yaşadığı macerayı bir film gibi heyecanla seyretmemizi sağlarken, Türk aydınının kendi kültürüne karşı iki farklı tavrının; 'yabancılaşma' ve 'sahip çıkma' şeklinde kendini gösteren eğilimlerinin, tarihi ve amansız mücadelesini de gözler önüne seriyor.