Sayın okuyucularımın ellerinde tuttukları küçücük kitap, Türk Mûsikisi dediğimiz çok büyük millî sanatın ne olup ne olmadığını açıklamak isteyen, bir denemedir. Türk Mûsikisi'ni öğretmek isteyen bir ders kitabı değildir. Tam mânâsıyla bu değildir. Okuyanın musikinin öncelik bilgilerini az çok bildiği farz edilmiştir. Ama her aydın, bu küçük eseri okuyarak, Türk Mûsikisi ve problemleri hakkında sağlam bir bilgi edinebilir. Bir yabancı için de ayni şey düşünülerek yazılmıştır. Konservatuar, koro gibi ünitelerde bulunan öğrenciler, sanatkârlar, amatörce musikimizi öğrenmeye çalışanlar, derli toplu bilgi bulabileceklerdir. İlk kısımda Türk Musikisi sistemi ana hatlarıyla sunulmuştur. İkinci kısımda tarih içindeki musiki maceramızın ana çizgileri, siyasi ve kültür tarihimize paralel şekilde anlatılmıştır. Bizden veya yabancı, okuyucunun Türk tarihinin akışını bilmediği farz edilmiştir. Bir çok yanlış ve gayrı ilmi kanaat ve rivayetin doğru olmadığı üzerinde durulmuştur. Bestekârlarımızın bıraktıkları eserler üzerinde çerçeveye göre genişçe durulmuştur. Zira canlı musiki, okunup çalınanlar, bunlardır. Her bestekârın elimizde notaları bulunan parçalarının sayıları, bir müddet önceki incelemelerime göredir. Bugün bu sayılar ehemmiyetli nispette arttı. Zira yeni notaları bulmak, incelemek, onlardan haberdar olmak imkânını buldum. -Yılmaz Öztuna
Sayın okuyucularımın ellerinde tuttukları küçücük kitap, Türk Mûsikisi dediğimiz çok büyük millî sanatın ne olup ne olmadığını açıklamak isteyen, bir denemedir. Türk Mûsikisi'ni öğretmek isteyen bir ders kitabı değildir. Tam mânâsıyla bu değildir. Okuyanın musikinin öncelik bilgilerini az çok bildiği farz edilmiştir. Ama her aydın, bu küçük eseri okuyarak, Türk Mûsikisi ve problemleri hakkında sağlam bir bilgi edinebilir. Bir yabancı için de ayni şey düşünülerek yazılmıştır. Konservatuar, koro gibi ünitelerde bulunan öğrenciler, sanatkârlar, amatörce musikimizi öğrenmeye çalışanlar, derli toplu bilgi bulabileceklerdir. İlk kısımda Türk Musikisi sistemi ana hatlarıyla sunulmuştur. İkinci kısımda tarih içindeki musiki maceramızın ana çizgileri, siyasi ve kültür tarihimize paralel şekilde anlatılmıştır. Bizden veya yabancı, okuyucunun Türk tarihinin akışını bilmediği farz edilmiştir. Bir çok yanlış ve gayrı ilmi kanaat ve rivayetin doğru olmadığı üzerinde durulmuştur. Bestekârlarımızın bıraktıkları eserler üzerinde çerçeveye göre genişçe durulmuştur. Zira canlı musiki, okunup çalınanlar, bunlardır. Her bestekârın elimizde notaları bulunan parçalarının sayıları, bir müddet önceki incelemelerime göredir. Bugün bu sayılar ehemmiyetli nispette arttı. Zira yeni notaları bulmak, incelemek, onlardan haberdar olmak imkânını buldum. -Yılmaz Öztuna