İlhan Başgöz'ün yazdığı Türkiye'nin Eğitim Çıkmazı; Osmanlı İmparatorluğu döneminden İkinci Meşrutiyet'e, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet sonrasından Köy Enstitüleri'ne dek uygulanmış olan eğitim politikalarını inceliyor.
''Bir toplumda ekonomik yapının, siyasi güçlerin, kanun yapan ve uygulayan kurumların ve kişilerin, teknoloji düzeyinin, gelir dağılımının, aile yapısını, iş hayatının ve sokağın dışında kalan bir eğitim düşünülemez. Eğitim adı geçen bu güçlerin ve kuruluşların bir dengesi olarak ortaya çıkar, eğitime bunlar yön verir. Sonra eğitim de döner bu güçleri etkiler.''
''Türkiye'nin yalnızca bir eğitim sorunu yoktur, (...) bir kalkınma sorunu vardır. Ve sosyal yapıyı değiştirmeye eğitimin gücü yetmez. 1960'tan beri aydınlarımız ve siyaset adamlarımız eğitimi neredeyse tamamen unutarak başka bir dilden konuşmaya başladılar.Bu yeni dil teknokratların dilidir ve yatırım, anapara, gelir, gelir dağılımı, üretim, enflasyon gibi sözcüklerden örülmüştür. Artık hepimiz biliyoruz ki, köylü okuyup yazma öğrenince tavukları daha fazla yumurta verecektir. Bunun için yol, tavuk yemi, tavuk aşısı ve para gibi olanaklar gereklidir. Ama, herşeyi eğitimden beklemek nasıl yanlışsa, eğitimi bir yana iterek, her şeyi ekonomik kalkınmadan ve sanayileşmeden beklemekte aynı şekilde yanlıştır.''
İlhan Başgöz'ün yazdığı Türkiye'nin Eğitim Çıkmazı; Osmanlı İmparatorluğu döneminden İkinci Meşrutiyet'e, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet sonrasından Köy Enstitüleri'ne dek uygulanmış olan eğitim politikalarını inceliyor.
''Bir toplumda ekonomik yapının, siyasi güçlerin, kanun yapan ve uygulayan kurumların ve kişilerin, teknoloji düzeyinin, gelir dağılımının, aile yapısını, iş hayatının ve sokağın dışında kalan bir eğitim düşünülemez. Eğitim adı geçen bu güçlerin ve kuruluşların bir dengesi olarak ortaya çıkar, eğitime bunlar yön verir. Sonra eğitim de döner bu güçleri etkiler.''
''Türkiye'nin yalnızca bir eğitim sorunu yoktur, (...) bir kalkınma sorunu vardır. Ve sosyal yapıyı değiştirmeye eğitimin gücü yetmez. 1960'tan beri aydınlarımız ve siyaset adamlarımız eğitimi neredeyse tamamen unutarak başka bir dilden konuşmaya başladılar.Bu yeni dil teknokratların dilidir ve yatırım, anapara, gelir, gelir dağılımı, üretim, enflasyon gibi sözcüklerden örülmüştür. Artık hepimiz biliyoruz ki, köylü okuyup yazma öğrenince tavukları daha fazla yumurta verecektir. Bunun için yol, tavuk yemi, tavuk aşısı ve para gibi olanaklar gereklidir. Ama, herşeyi eğitimden beklemek nasıl yanlışsa, eğitimi bir yana iterek, her şeyi ekonomik kalkınmadan ve sanayileşmeden beklemekte aynı şekilde yanlıştır.''
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 120,00 | 120,00 |
2 | 62,40 | 124,80 |
3 | 42,40 | 127,20 |
6 | 21,60 | 129,60 |
9 | 14,67 | 132,00 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 120,00 | 120,00 |
2 | 62,40 | 124,80 |
3 | 42,40 | 127,20 |
6 | 21,60 | 129,60 |
9 | 14,67 | 132,00 |